Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be in position v. | yerlerini almak | ||
The guards are in position. Muhafızlar yerlerini aldı. More Sentences |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | be in a position to v. | durumda olmak |
General | be in the lower position v. | bir alt kademede olmak |
General | be in the position of v. | durumunda olmak |
General | be put in an awkward position v. | zor duruma düşürülmek |
General | be put in an awkward position v. | zor durumda bırakılmak |
General | be in the position of v. | yeteneğinde olmak |
General | be in the leading position v. | lider konumunda olmak |
General | be in the right position v. | doğru pozisyonda olmak |
Phrases | ||
Phrases | be caught in a compromising position expr. | uygunsuz durumda yakalanmak |
Phrases | be caught in a compromising position expr. | uygunsuz pozisyonda yakalanmak |
Colloquial | ||
Colloquial | be in a position to do something about v. | bir konuda bir şeyler yapabilecek durumda olmak |
Idioms | ||
Idioms | be caught in a compromising position v. | uygunsuz durumda (seks yaparken) yakalanmak |
Idioms | be in pole position v. | (yarış vb kazanmak için) avantajlı olmak |
Football | ||
Football | be in an offside position v. | ofsayt pozisyonunda olmak |